Mindfulness bizim farkındalığımızı artırır, çünkü fark etmediğimiz şeyi değiştiremeyiz.
- İnsanların günlük olarak yaptıklarının %40’ından fazlası alışkanlık niteliğindedir ve pek çok acıdan kötü alışkanlıklar sorumludur.
- Zararlı davranışlar, insanların kendilerini kötü hissetmesine neden olur, ancak bu davranış, fark edildiğinde değiştirilebilir.
- Farkındalık, davranışsal kontrolü artırır ve kişinin bilinçli kalarak kötü alışkanlıkları kesmesine izin verir.
Günlük olarak yaptığımız şeylerin %40’ından fazlası alışkanlık niteliğindedir; yani, biz başka bir şey düşünürken gerçekleştirilir. Muhtemelen, bilerek ve bilmeyerek zarara neden olan en az birkaç günlük alışkanlık (tırnak yemekten ve aşırı yemekten araba kullanırken mesajlaşmaya ve tehlikeli bağımlılıklara kadar) yapıyor olmanızdır. Bu genellikle size ve eylemlerinizin etkilediği kişilere iyi gelmez; içsel utanç ve suçluluk bizi kemirmeye başlayabilir. Zararlı eylemler zihinde üzüntü ve suçluluk dalgalarına yol açar.
Fark etmediğimiz şeyi değiştiremeyiz. Dolayısıyla, onları değiştirmenin ilk adımı, bu seçimleri yaptığınızı anlamaktır. Dikkatli uygulama ile seçimlerimizi fark etmede daha iyi olabiliriz, bu da daha fazla kontrol ve esnekliğe yol açar.
Bildiğiniz gibi, kendimize ve başkalarına adil ve saygılı davranmak aslında bizim menfaatimizedir. Etik açıdan sorgulanabilir davranışlarla (ya da sadece sağlıksız alışkanlıklarla) ancak gerçek etkileriyle temas halinde olmadığımızda idare ederiz. Dikkatli farkındalıkla, doğru veya sağlıklı olacağını bildiğiniz şeyi yapmamayı seçtiğinizde ortaya çıkan endişe veya rahatsızlığa karşı daha duyarlı hale gelebilirsiniz. Bu ince anlar, farkındalıkla doğal olarak terapötik veya düzeltici olabilir. Kendi etik olmayan, dikkatsiz davranışlarımızı düzelttiğimizde, bu yükten kurtulduğumuzu fark ederiz. Farkındalık pratiği bunu kolaylaştırır.
Kontrol dışı davranış neredeyse her zaman acıdan kaçınmaya veya zevk aramaktan kaynaklanır (Siegel, 2009). Bağımlılık (addiction), “birine köle olarak ödüllendirilmek” anlamına gelen Latince “addicere” kelimesinden gelir. Anlık arzularımızın köleleştirilmesinden ne kadar beceriksiz davranışın geldiği büyüleyici. Hepimiz, dürüstlük, seks, iş, ilişkiler, yemek yeme, uyuma, sigara içme, uyuşturucu, telefon kullanımı ve kumar ve diğer birçok konudaki seçimlerimizle en azından biraz mücadele ediyor gibiyiz. Sorun genellikle aşırı düşkünlüktür, ancak diğer tarafta aşırı düşkün olmama çabamızda aşırı derecede çileci olma hatasına da düşebiliriz. Başkalarıyla aramızdaki bağın farkına varmak, doğal olarak daha akıllı seçimlere yol açar. Başka bir deyişle, beklediğiniz gibi, daha fazla mindfulness genellikle daha akıllı seçimlere yol açar.
Bilge, somut ve etik davranış zamanla daha kolay hale gelir. Kendi potansiyelimize veya değerlerimize göre yaşamamak bize uzun vadede eziyet eder. Etik ve sağlıklı davranmadığımız anlar daha sonra bize zarar verir; paranoyaklaşabilir ve başkalarının bize en kötü durumda olduğumuz gibi davranmasını bekleyebiliriz (Siegel, 2009).